Kayıtlar

Aralık, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Eros

Anladım ki Eros sadece bir aşk ve seks tanrısı değilmiş. Eros insanı ayakta tutan tanrıymış meğer. Aşk, seks ve tutku güzel duygular bunlar Eros işini iyi yapıyor şüphesiz ama hayat her dakika bunlardan ibaret değil. Bütün bu duyguların dışındaki zamanların tanrıları kaçacak delik arıyor. Adeta hepsi saklanmış bir yerlere tek başıma bırakmış beni... Bütün tanrıların beni terk etmesinin tek nedeni Eros'a uymam mı acaba? Olsun yapayalnız da kalsam bile vazgeçmeyeceğim tek şey aşk ve tutku... Eros diğer tanrıların yaptığını da yapıyor ne de olsa ihtiyacım yok onlara... Kibirli yüceliklerini alsınlar ve başlarına çalsınlar..

Yıllar

Bir yıl daha ayrılıp gitti aramızdan yüzümüze gülmeden. Keşke çekip giderken beraberinde getirdiği bütün sıkıntıları da alıp götürse... olmuyor ne yazık ki gelen her yıl yeni şeyler getiriyor ama çekip giderken bütün yüklerini bizlere bırakıyor. Bir gün biz de çekip gittiğimizde işte o gün yılların omuzlarımızda biriktirdiği bütün o yüklerden kurtulacağız... Tabii yıllar hep kötü şeyleri getirmiyor elbet. Kimi zaman güzel duygulara da vesile oldukları oluyor yılların. Mesela aşk gibi sevmek gibi... şimdilik sadece geçip giden yıla hoşça kal demek ve kazandırdıkları ve kaybettirdikleri için teşekkür etmek düşüyor. Yeni yıla ise kibarca bir çakmayı unutmayın...

delinin günlüğü-23

-ben seni hak etmiyorum -onu da nerden çıkardın? -sürekli seni düşürüp duruyorum seni aşağı çeken benim bile isteye yapıyorum bunu -yapma ama üzme beni. -gördün mü şimdi bile aynı şeyi yapıyorum -hayır öyle düşünme lütfen senin sayende başardım bugüne dek yaşamayı senin sayende bu kadar güçlüyüm -hayır güçlü olan sensin ben ise seni dibe çekiyorum sürekli. geçen gün yaptığım o aptalca şeyden bahsetmek bile istemiyorum. ya o an tek başıma bulunsaydım ve bize zarar verebilecek daha kötü bir şey yapmaya kalksaydım. -bu senin suçun değil anlıyorum seni. berbat bir dönemden geçiyoruz ve zaten kötü olan psikolojin iyice boka battı. ama hatırla bir ara çok güzeldi hani her şey. mutluydun, huzurluydun falan. bugün pes edersen bir daha öyle bir şey yaşayamazsın. amacımız bu değil mi zaten ne diye yaşıyoruz? güzel günler görmek için elbette... -sahiden görecek miyiz tekrar o güzel günleri? -elbette neden olmasın. unutma bu senin masalın ve masallar hep mutlu sonla biter unutma!...

Arınamadım

Yıkandım... Yıkandım... Yıkandım... Parmak uçlarım buruşuncaya dek yıkandım. Vücudumun her zerresini ıslattım kutsal suyla. Arınamadım ama... Hala içimde bir yerlerde taşıyorum o iflah olmaz arzuyu..

Birkaç Satır İz

Kırıldığım yerden kırıyorum bir başkasını ve hiç haberim olmadan. Yaşadığımı yaşatıyorum belkide.. Ait olmadığım, heybesinde bana yeri olmayan o kalbin karşısına çıkıp onun benimle konuştuğu gibi konuşabilir miyim? Peki ya sonra susabilir miyim onun gibi? Bir gün eline bir mektup sıkıştırıp uzaklaşmak belkide en iyisi... Ait olmadığım yerden çekip gitmek... Tek çarem bu. Ve geride birkaç satır iz bırakarak tabii..

delinin günlüğü-22

-o gitti. -kim gitti? -şu gizemli kişi. kim olduğunu bile bilmiyorum aslında. ama o seni biliyor. beni biliyor. bizi biliyor... -neden gitti? -anlatmasını istedim  -eee? -anlattı ve gitti. sanırım onu kırdım. -bilerek mi yaptın bunu peki? -hayır. asla öyle bir şey yapmam zaten kimseye. özellikle seni beni hikayemizi bilen birine bunu hiç yapmam. ama o kırıldı bir kere... -üzülme. seni de kırdılar ve onlarda istemezdi kırılmanı ama kırıldın. bazen kırılmak gerekir. ileride kırılmaktansa en azında erkenden olması daha iyi.. -haklısın belkide öyledir. -huzurla uyu bu gece benim için güzel bir gün geçirdin bence böyle devam et. -umarım. İyi geceler  -iyi geceler

delinin günlüğü-21

-uyursan geçer belki... -uyursam geçer mi bilmem ama uyumam için geçmesi gerek. geçmeden uyuyamam... -o halde bu gece de uykusuz kaldık desene. -yapacak bir şey yok geçmiyor işte. -ses etsem gelir mi? -sus sakın! -gelirse geçer belki.. -gelmez... -nerden biliyorsun? -biliyorum işte gelmez o yapmaz öyle şeyler. -kırıyorsa seni neden hala onu düşünüyorsun? -haberi yok ama... -olsun. daha düşünceli olabilirdi. -yapma ama ona karşı ikiye bölme bizi. cephe alamam biliyorsun ona karşı. ona karşı oynadığımda bile kendi kaleme gol atacağımı biliyorsun. -tamam. uyumak istemiyorsun... uyuma o halde. ben güzel bir uyku çekeceğim sen de aptal bir aşık gibi düşün dur. -iyi geceler -sanada...

Mutluluğun Tarifi Var Mı Tata?

Mutluluğun tarifi var mı Tata? Münzevi satırlarımı bir nebze olsun gülümsetecek bir tarifin var mı Tata? Ergenliğin sonlarında yeni yetme bir yetişkin ve çocukluktan emekli birer iki insanız. Zeze gibi erken tattık değil mi bizde acıyı? Şeker Portakallarımızı kestiler hep ondan değil mi Tata bu mutsuzluğumuz? Bu acı geçer mi Tata? O gemi gelir mi bir daha? Ya da ben yanacağımı bile bile gider miyim yeniden ayaklarına..? 

Ağlamam Lazım

Tarifi imkansız duygular içerisindeyim kaç zamandır. Münzevi satırlarıma dahi anlatamdığım duygular hakim bedenime. Sahteliğin içinde boğuluyorum ve bir el uzatanım dahi yok beni kurtarmaya çalışan.. yeni şiirler yazıyorum şimdi eski sevgiliye. Ve yeniden küllenen daha çok büyüyen bir aşk acısıyla karşı karşıyayım. Kaybedeceğimi bile bile yürüyorum yine o dikenli yollardan. Bir yer bulmam lazım... Bir yer bulup ağlamam lazım kendimi avutuncaya dek. Ağlamam lazım kendimi yeniden kandırıncaya dek. Ve susup oturmam lazım. Kaybettiğimi kabullenmem lazım artık... çırpınışıma bir son vermem lazım...

delinin günlüğü-20

-neden ağlıyorsun. -ağlamıyorum  -boşuna yıkama yüzünü. bazı şeyleri örtemezsin. -biliyorum. o yüzden ağlıyorum. -o mesele mi yine? -evet. -atlatmıştın sanıyordum. On küsür yıl oluyor. -zaman tedavi etmiyor. işe yarayan tek şey sevgi. sevgi iyileştirir... ama sevgi yok. -üzgünüm.  -üzülme. bir faydası yok. -susmamı ister misin. -... -...

Sustuk

Aynadaki dostumla söyleştik biraz. Pek bir gözü yaşlıydı. Yüzüne sürdüğü avuç avuç su örtmüyordu yanaklarındaki nemi. Gözleri kanlanmış bana bakıyordu öylece. Söyleyecekleri vardı. Sustu söylemedi. Söyleyeceklerim vardı. Sustum söylemedim. Sustuğumuzla kaldık yine... ne zaman ki yine söyleyecek gibi oluruz o zaman yine buluşuruz su başında, ayna karşısında. Söyleyeceklerimizi yine söylemeyip susarız...

Çok Kalabalığım Tek Başımayken

Çok kalabalığım tek başımayken geceleri. Gürültüden uyuyamıyorum sabahlara kadar. Susturamıyorum kalabalığımın sesini. Bir hemşire çıkıp "susun" dese keşke...

Siz Gitsenize

Bakın ne diyeceğim. Hani siz ne kadar kırsanızda ben gitmiyorum, gidemiyorum ya sizden. Siz gitseniz benden... Kolayca çekip gidebilirsiniz aslında. Arkanıza dönmeden siktir olup gitsenize ya. İnanın gram birşey değişmez hayatınızdan. Siktir edin ya beni. Valla boşverin beni. Hadi hadi kalkın gidin artık hayatımdan istenmiyorsunuz...

Gidemem

Hiç kibar olamayacağım bunun için fazla kırgınım. Ansızın çantama en sevdiğim kitabı koyarak siktir olup gidebilirim. Arkama dönüp bakar mıyım bilmiyorum. Dönüp bakarsam gidemem ama. Bunu yapacak olursam bir gün arkama dönüpte bakmamam gerekiyor aksi takdirde siktir olup gidemem buralardan. Tabii bunu yapmam için kırgınlığın ötesinde biraz da kızmam gerekiyor size. Çünkü biliyorum kırgınglığımın bir önemi yok ne kadar kırarsanız ve ne kadar kırılırsam kırılayım ses çıkaramam buna. Boynumu büküp sizi düşünürüm yine bir aptal gibi.. çekip gidemem.