delinin günlüğü-32

-selam

 -selam.

 -gecenin bir vakti yine neler düşünüyorsun?

 -uzun bir süredir ruh halim iyi bir durumda sana dahi ihtiyaç duymuyordum. 

 -ne oldu da benimle konuşma gereksinimi duydun tekrar? 

 -somut bir şey yok aslında. özledim biraz seni. 

 -ben de seni özledim ama biliyorsun genelde hep düşük olduğun anlarda ortaya çıktığım için seninle tekrar konuşmaya atmıyordum. düşmeni depresyonlara girmeni istemiyorum çünkü. 

 -merak etme iyiyim ben. sadece birkaç şeyi düşününce öyle... ne bileyim bir burukluk oluyor içimde. hani yarım kalır ya bazı şeyler içinde ukte kalır. o tarz bir şey. 

 -anlıyorum seni. büyüyorsun, yaşıyorsun ve biriktiriyorsun en nihayetinde. zaman zaman biriktirdiklerinin altında ezilmen gayet normal bir şey. ben, o anlarında hep yanında olacağım. 

 -seviyorum seni.

 -yarım bıraktığın bir şeyi mi tamamlıyorsun.

 -keşke tamamlyabilsem. ama şimdilik pek mümkün görünmüyor. sana karşı yapabiliyorum en azından bunu.

 -neyse o konulara girmek istemiyorum. hüzünlü şeylerden bahsetmeyelim. bana farklı şeyler anlat. neler yaptın yokluğumda? 

 -farklı ruhlar tanıdım. bedenlerine dokunabildim yine sadece. farklı ruhlar arasında gezindim kimi peşimde sürüklendi, kiminin de peşinden sürüklendim. hiçbir ruh dokunamadı ruhuma.

 -sanırım seni artık anlayabiliyorum. ama biraz açık ve somut şeyler anlatsan daha iyi olabilir. 

 -ahaha peki. eros ile küstüm ve tekrar barıştım. karşı koyamadığım bir tanrı. hatta karşı koyamadığım tek tanrı olabilir.

 -eros'un büyüsüne tekrar kapılma bence. -yok bu sefer amatör, aptal bir aşık değilim merak etme. büyüdüm ve değiştim biraz. ama akışa bırakmaktan çekinmiyorum hala. zaman gösterir neler olacağını.

 -iyi bakalım bırakalım zaman göstersin ne gösterecekse. beni gelişmelerden haberdar etmeyi unutma! 

 -tamam. biliyorsun eros uğradığında ruhuma bolca ilham veriyor bana. yazarım sıkça yine. 

-iyi geceler o halde.

 -iyi geceler.