Kayıtlar

Temmuz, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hasta Olmak

Hasta olmak kadar insanı acizleştiren başka bir şey yok. Sanırım duygular ve hasta olmak arasında büyük bir bağlantı var. Çünkü ne zaman modum düşüp yerde sürünen bir böceğe benzesem o zaman hasta oluveriyorum hemen. Hadi ben kendimi koyveriyorumda vücudumdaki yararlı bakterilere, antikorlara ne oluyor (sanırım hasta mikroplarla onlar savaşıyordu biyolojim pek iyi değildir) onlarda mı benimle birlikte depresyona giriyor. Vücudum ruhen ve fiziken bir yıkılışa geçiyor ve ağzını açamayacak kadar kötü ve ketum bir insana dönüşüyorum. Aksi bir ihtiyar olup çıkıyorum. Annemin zorla içmemi söylediği ıhlamuru ve çorbayı da içmeyi reddedecek kadar da çocuklaşıyorum aynı zamanda. Hasta olmaktan nefret ediyorum...

Mantra

Her yeni başlangıçta dilimde aynı mantra. "Bu sefer her şey güzel olacak." Ve her pes edişimde dilimde aynı mantra: "Kahretsin bu seferde olmadı."

küçürek Öykü

Pencereyi açtı. Gökyüzüne baktı. Gökyüzü beyaz perdesini çekmişti. Yatağına geri döndü.

Savaşıyoruz Sevişmek Varken

Belki bir zaman makinemiz yok ama bütün dünya ileri doğru ilerlerken biz, bir şekilde yolunu bulup geriye gidiyoruz her seferinde. Hala tanrımız için tapınak kapma peşindeyiz mesela, bütün yeryüzü ona tapınmamız için yaratılmışken üstelik... Ve hala sevişmeyi değil savaşmayı seçiyoruz cinsel açlığın ve sevgisizliğin doruklarda olduğu bu topraklarda... 

Bacaklar ve Kokular

Bacaklar ve kokular... Birbirine karışan duygular. Ve cılız ve şişko vücutlar. Beyazlar örtüyor tenini ve mavisinde kayboluyorum gözlerinin. Seti alan maçı kazanır. Peki ben neresindeyim bu oyunun garip tikli çocuk?

Sebebi Belli

Gecenin sessizliğini sokağı kaplayan ağlayan çocukların sesi bozuyor. Aile içinde yaşanan sokağa taşıyor. Balkonlarda pencerelerde meraklı yüzler. Duvara bardak tutmuş kulak kabaratan insanlar. Bir kadın ağlıyor çığlık çığlığa. Ve karşısında ataeril düzenin erili güç gösterisinde bulunuyor. Sebebi bilinmez... sebebi belli... cinsel organını kestiklerinde krallar gibi ağırlanması bugünün sebebi..

Küçürek Öykü

Küçükken beş sarı civcivim vardı. Hiçbiri tavuk olamadı...

Sıkışmışlık

Kaçımız içinde bulunduğu hayata ait hissediyorki kendini. Kaçımız memnun yaşantısınadan. Hepimizin bir sıkıntısı var nedense, bir sıkışmışlığı. Bazılarımızın sorunları bazılarımıza çok gülünç geliyor belki. Bazılarımızın sorunları ise gerçek olamayacak kadar korkunç. Hepside birer sıkışmışlığın temelini atıyor ama içimize..

Tanrının Piçleri

Bizler tanrının piç çocuklarıyız sanırım ondan bize bu kadar soğuk davranıyor

...

Cennetinde hepimize yetecek kadar yer varken bizi cehenneme atmayacaksın değil mi sahiden?

hiç

Hiçbir boku hakketmiyorsunuz. Hiçbir boka layık değilsiniz. Siktirip gideceğim ve dönüp bakmayacağım geriye.. 

Yanıyor Birileri

Birileri yandıkça birilerinin su dökmesi gerekirken, o birileri su dökmek yerine yananlara yanaşıp elini ısıtıyor. 

Alışkanlıklarım ve Sen

Yaptığım her şeyde senden bir parça saklı. Bir gün değiştirivericek olursam bazı alışkanlıklarımı, o gün anlarım ki sana karşı olan hislerim de değişmiştir.

Beni Güzel Hatırla

Bu sana son mektubum. Ben seni hep güzel hatırlayacağım. Yüzündeki o buket buket gülücüklerle. Ve dilinden dökülen telafuzu zor aşk sözcüklerini ısrarla söylemenle.. ben seni hep güzel hatırlayacağım. Sen beni unutma...

Anlamayacaklar

Sizi anlamak istemeyen kulaklara hitap ettiğiniz sürece anlatıklarınızın ve nasıl anlattığınızın bir önemi yok. Çünkü anlamayacaklar..

Şekli Değişti Hikayemizin

 Benim için aşk sözcükleri fısıldadın geceye. İspanyolca bilmezdim fakat aşkın dillere ihtiyacı yoktu. Aşkın dilinden anlamam yetiyordu bana. O gülen gözlerin ve tutkulu sözcüklerin romantizmin dili İspanyolcayla birlikte beni baştan çıkardı. Bildiğim bütün dillerde, bildiğin bütün dillerde ortaya döktüm sevgimizi. Seni seviyorum... Te amo... je t'aime... I love you... ve kırık bir kalp kaldı geriye fakat memnun halinden... şekli değişti hikayemizin. Fakat mutluyum yine içinde sen varsın diye... P

Gençlik Hayalleri

Türkiyedeki en büyük sorunlardan biride bu belikide. Hayal kurmanın amacı onları gerçekleştirmektir. Ama birileri ısrarla onların hayal olarak kalacağını söylüyor sizlere ve genellikle haklı çıkıyorlar. Bize hayal kurmamız söyleniyor. İstediğimiz hayalini kurduğumuz şeyi yapabileceğimize inanıyoruz. Ve günün birinde bizden daha tecrübeli birine hayallerimizi anlatmaya kalktığımızda bize verdikleri tepki şu oluyor yüzlerinde bir gülümsemeyle "bunlar hep gençlik hayalleri geçer zamanla" bu kelimler buram buram öğrenilmiş çaresizlik kokmuyor mu sizce de ? Birileri zamanında hayal kurmuş ve gerçekleştirememiş ve şimdi de başkalarınında hayallerini gerçekleştiremeyeceğine inanıyor ve onlara bu fikri aşılıyor. Zira söylediklerinde pek yanlış bir şey yok. Evet bu coğrafyada hayalleri gerçekleştirmek biraz zor fakat kimseninde gençlerin hevesini kırmaya hakkı yok. Çünkü toplum algısı o toplumda yaşayan bireylerin düşüncelerinden meydana gelir. Ve toplum hastalıklı bir fikre sahip...

Ay

Gündüz vakti bağımsızlığını ilan etmiş bir ay var gökyüzünde. Güneş uyuduğunda nöbeti devralmaktan yorulmuş, ikinci plana atılmış olmaktan sıkılmış bir Ay. Karanlık yüzünü hiç göremediğimiz derdini anlayamadığımız bir göktaşı. Diğerlerine öteki ve kendine yabancı bir yıldız. Dünyanın yörüngesine takılıp kalmış ne merkezde güneş gibi ne de canı sıkıldığında kayan bir yıldız. Tek başına..

Sen

Ve sen adına yaraşır hiçbir şiir yazılamayacak kadar özelsin benim için..