Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Nerede O Eski Bayramlar

Nerede o eski bayramlar... diye başlayan cümlelerin belkide en anlam bulduğu ve gerçekten nerede o eski bayramlar dedirtecek cinsten günler yaşıyoruz. Hatta bırakın eski ramazanları, bayramları nerede o eski günler dediğimiz günleri yaşıyoruz.. 

delinin günlüğü-7

yıldız tilbe etkisi -ne zaman harbi bir yazar olursun biliyon mu? -bilmeyom. hayırdır ne bu yıldız tilbe ağzı haa anlat bakayım ne zaman harbi bir yazar oluyormuşum. -kendi kelimelerine kendin sansür koymayı bıraktığın zaman. -öylemi? nerden çıkardın şimdi bunu sen ne anlarsın ki yazarlıktan. ben nerde ne söylemem gerektiğini biliyorum. -şeytan da çok şey biliyo ama lanet olsun kör şeytana ben okuma yazma bilmeden ne şiirler yazdım biliyon mu? -sen harbi manyaksın.. -hala çok kibarsın o*uspu. -ne dedin özür dile hemen. -tüm o*ospulardan özür diliyorum.. -hatlar mı karıştı acaba yıldız hanım yıldız hanım çıkın lütfen kafamın içinden beni benimle bırakın lütfen . -benim lan bi yere gittiğim yok ne yıldız'ı ne ablası? -s*ktir git oldu mu. kalemimi özgür  bıraktım mı şimdi. seni pezevenklerin elinden aldım lan. şimdi böyle mi oldu. ne diirem ben a*k ibo kaçtı içime iyice. -sen almadın. ben kendim kurtuldum dayak yedim gittim evime oturdum. -tamam özgür artık kalemim hadi artık özüne dö...

tam şu an

Tam şu an ölsem ya. Hadi tanrım bir kez olsun dinle beni ve şu an al canımı. Biraz sonra değil tam şu an.  Beni duyuyor musun diye deneme yapıyordum. Duymuyor muşsun hala yaşıyorum. Fakat eğer daha sonra değerlendiriyorsan dilekleri bu mesajımı es geçebilirisin tanrım. Yaşamak istiyorum..

Totaliter Cumhuriyet

Kim terk etmeli bu diyarı? Çoğunluk karşısında ezilenler mi? Ezberlenmiş yanlışları savunan kalabalık çoğunluk; bas bas bağırıp bastırırken farklılıkları, ayrılıkları adeta totaliter bir cumhuriyet mekanizması işliyor. Totalitarizm ve cumhuriyet ancak bu topraklarda yanyana gelebilirdi zaten... Ezildikçe köşelerine çekilenler asla çoğunluğu elde edemezler. Tabi mesele bir çoğunluğu yakalama yarışına da dönüşmemeli. Aksi takdirde her çoğunluğu ele geçiren diğerini yok etmeye devam edecektir. Keza geçmişte bunu sıkça yaşadı bu topraklar. (Ben yoktum daha o zamanlar tabii anlatılanlardan biliyom.) Şimdi neredeyse şunun şurasında 20 olacağım hala aynı düzen. 21. yüzyıldayız be gülüm. Gerçi zamanın bi önemi yok terk etmeliyiz artık bu söylemi. İlk uygarlıklara haksızlık etmiş oluruz yoksa onların bazıları bizden daha iyi bir medeniyete sahipti..

üçüncü göz

İnsan oturup bütün gün hint meditasyon müziği dinlediğinde bi'an o üçüncü gözün açılacağına inanmıyor değil. Öyle büyülü öyle mistik bir havası var ki. Bütün gün Girija Devi'de takılıp kaldım. Kopamıyorum. Çakralarım açılmış hissediyorum. Çakra da ne demekse artık bilmiyorum ne olduğunu. Hep öyle derler ya. Öğrenirim bir ara. Bizi  deyimimizle gönül gözüm açıldı diyeyim o zamana kadar bari.. (Neymiş diye bi araştırayım dedim oho bir sürü çeşidi çıktı. Toplam 7 tane nokta varmış vücutta. Bir tanesini ben zaten kullanıyordum normalde amaaan anlatamıyacağım merak eden gider okur link burakıcağım ahanda şuraya- çakra linki -. Güzel bir şey ama araştırın derim. Etkili yani o noktalar.)

Susturamıyorum

Susturamıyorum kafamın içindeki sesleri. Bastırmaya çalışıyorum. "bir iki, üç... üç bin yüz altmış dokuz... on bin kırk iki..." Hiç bu denli fazla koyun gördüğümü hatırlamıyorum. Parti mitingleri hariç tabii. Milyonlu rakamları bilmiyorum, öğrenmem lazım. Beşinci yüz bin demek diyerek kolayına kaçmayı bırakmalıyım. "Ve Altıncı yüz bin 5beş..."

Duygularım Silinmiş

Dün yazdıklarımı kaydetmeyi unutmuşum. Duygularım silindi.. Ne yazdığımı hatırlamıyorum. Kim bilir ne saçmaladım yine? Hangi şeytanın deliğine çomak soktum acaba? Hayatı yaşama konusunda ana uyamasamda yazdıklarım için bu geçerli değil... Ezberlenmiş afilli sözcükleri sevmiyorum ana bırakıyorum kendimi. Ve hala hatırlamıyorum neler saçmaladığımı. Belkide bir kısır döngü içerisindeyim ve aynı anı yaşayıp duruyorum ve kaydet düğmesini unutuyorum her seferinde. Şimdi kaydediyorum bu duygularımı ve paylaşıyorum sizlerle. Artık ben unutsam bile sizler hatırlayacaksınız..

Küçürek Öykü-4

"Savaşmalıyız." dedi yaşlı adam. "Savaşmalıyız." dedi hep bir ağızdan ahali. Ve savaş ilan edildi. Genç adam savaşa gitti. Savaşta birkaç düşman devirdi. Sonra düşman genç adamı devirdi. Yaşlıların savaş başlattığı, genç delikanlıların öldüğü bir devirdi. Sonra... Yaşlı adam, genç askeri kendi elleriyle gömdü toprağa. Doğaya aykırı bir ölümdü. Önce yaşlılar ölmeliydi çünkü, gençler değil.

Küçürek Öykü-3

"Yaptım öldürdüm Tanrı’yı" dedi derviş. "Korkmanıza gerek yok. Özgürsünüz artık." "Peki ya cennet ve cehennem ne olacak?" dedi kalabalık arasından bir ses. "Cennetin de cehennemin de yeni sahibi benim artık." Kalabalık arasından bir ses daha yükseldi. "O halde yeni ilah sensin." dedi. Ve hep bir ağızdan bağırdı kalabalık. "YAŞASIN YENİ TANRI."